YUKADER yayımladığı yazıda şu ifadelere yer verdi:
"Her yıl 25 Kasım’da başlar, 10 Aralık’ta sona erer. Takvimlerde adı “16 Günlük Aktivizm” olarak geçer. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kadına yönelik şiddete karşı küresel farkındalık yaratmak amacıyla desteklenen bu kampanya, aslında hepimize önemli bir gerçeği hatırlatır: Kadına yönelik şiddet, belirli günlere sığdırılamayacak kadar derin ve süreklidir.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ile başlayıp 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde sonlanan bu süreçte; BM, UN Women, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler ve kadın hareketleri bir araya gelerek kadına yönelik her türlü şiddete dikkat çeker. Amaç nettir: Toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmek, devletlerin ve kurumların sorumluluklarını hatırlatmak ve kadınların insan haklarını görünür kılmak.
Bizler de Yüksekova Kadın Derneği olarak bu farkındalık sürecini yalnızca sembolik etkinliklerle değil, sahaya yayılan çalışmalarla karşılamayı tercih ettik. Öncelikle belediyeler nezdinde kadın çalışmalarının güçlendirilmesi, belediyelerde kadın birimlerinin kurulması ve yürütülen çalışmaların görünürlüğünün artırılması için girişimlerde bulunduk. Çünkü biliyoruz ki yerel yönetimler, kadın politikalarının hayata geçirilmesinde kilit bir role sahiptir.
Bu sürecin en güçlü yanlarından biri ise dayanışmaydı. Şemdinli’de kurulan Kadın Emek ve Dayanışma Derneği ile birlikte düzenlediğimiz “Şemdinli’de Kadınların Başarı Hikâyeleri” başlıklı sohbet etkinliği, kadınların birbirinden güç aldığı bir buluşmaya dönüştü. Kadınlar bu etkinlikte yalnızca yaşadıkları zorlukları değil, elde ettikleri kazanımları ve başarı hikâyelerini de paylaştı. Yerel düzeyde kadın mücadelesinin nasıl filizlendiğine birlikte tanıklık ettik.
Ardından, YUKADER Mor Salkım Kadın Derneği ile birlikte yürütülen “Şiddeti Frenliyoruz” kampanyası kapsamında önemli bir çalışmayı hayata geçirdik. Kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumun farklı kesimlerinin sorumluluğuna dikkat çekmek amacıyla 85 taksi şoförüne eğitimler verildi. Bu eğitimler, şiddetin önlenmesinde erkeklerin ve kamusal alanda çalışanların rolünü tartışmaya açarken; sürece katkı sunan eğitmenlere teşekkür amacıyla plaketler takdim edildi.
16 Günlük Aktivizm sürecinin belki de en anlamlı buluşmalarından biri ise “Kadınların Dilinde Barış” Paneli oldu. Yoğun katılımla gerçekleşen bu panelde kadınlar, barış süreçlerinde yalnızca izleyen değil, söz söyleyen ve yön veren özneler olduklarını bir kez daha ortaya koydu. Kadınların barışa dair deneyimleri ve talepleri, bu topraklarda kalıcı barışın kadınsız mümkün olmadığını güçlü biçimde hatırlattı.
Yüksekova Kadın Derneği olarak çalışmalarımız elbette bu 16 günle sınırlı değil. Kamu kurumlarıyla iş birliği içinde, kadınların maruz kaldığı şiddetle mücadeleye yönelik önleyici çalışmalar ve politika geliştirme faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyoruz.
Çünkü biz biliyoruz ki şiddetle mücadele takvimle değil, kararlılıkla yürütülür. Ve kadınların mücadelesi, 16 gün değil, 365 gün sürer."