Yerel

Derecikli Vatandaş Keklik Yumurtalarını Korumaya Aldı

Hakkâri'nin Derecik Beldesi’nden Fahri Şin, ailesine ait yaylada doğa gezisi yaparken Bot Otu (Kermex) arasında keklik yumurtaları buldu.

Derecikli Vatandaş Keklik Yumurtalarını Korumaya Aldı
Abone Ol

Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Derecik Beldesi nüfusuna kayıtlı Fahri Şin adlı vatandaş, ailesine ait olan Silo Ğapüşte Yaylası’na yaptığı doğa gezisi sırasında ilginç bir keşif yaptı. Yaylanın dağlık bölgesinde doğa manzarası kaydederken, Bot Otu (yerel adıyla Kermex) bitkileri arasında keklik yumurtalarıyla karşılaştı.

Doğaya ve yaban hayatına duyduğu ilgiyle bilinen Şin, o anları cep telefonu kamerasıyla kayıt altına aldı. Şin, yumurtalara zarar vermeden bölgeden uzaklaştığını ve kekliklerin doğal yaşamının korunması gerektiğini belirtti. Kekliklerin bu tür bitki örtüsünü yuvalanmak için seçmesi, bölgedeki ekosistemin sağlıklı işlediğini gösteriyor.

Yumurtaların herhangi bir canlı tarafından zarar görmemesi için etraflarını bitkilerle örterek korumaya aldığını ifade eden Şin: “Gerek yabani hayvanlar gerekse de buralara gelen vatandaşlardan zarar görmesin diye onları düzenleyip ve etrafını temizledim. Ayrıca keklik yumurtalarını rahat bulsun diye yerinden oynatmadan görsel olarak bir düzen verdiğini ifade etti.

Konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Yumurtaların herhangi bir canlı tarafından zarar görmemesi için etraflarını bitkilerle örterek korumaya aldım. Gerek yabani hayvanlar gerekse de buralara gelen vatandaşlardan zarar görmesin diye onları düzenleyip etrafını temizledim. Ayrıca keklik yumurtalarını rahat bulsun diye yerinden oynatmadan görsel olarak bir düzen verdim.”

Aynı zamanda canlıların doğal döngüsüne de dikkat çeken Şin, üremenin doğanın vazgeçilmez yasası olduğunu şu sözlerle ifade etti:

“Üreme doğa kanunudur. Doğa kanununun en temel özelliği, canlıların üreme yoluyla kendi soylarını devam ettirmesidir. Bu keklik yumurtalarına zarar vermeden, onları doğanın gerçekliğiyle baş başa bırakmak en temel düşünce olmalıdır. Kekliğin kuluçka dönemini başarıyla atlatması, yavrularını doğaya kazandırmak verilmiş bir görevdir.”

Doğada birçok tehdidin olduğunu vurgulayan Şin, en büyük tehlikenin yine insan kaynaklı olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:

“Doğa, acımasız canlılarla doludur. En acımasız canlının insan olduğu gerçeğini de hepimiz biliyoruz. Eminim bu yumurtaları doğada görüp de zarar vermeyecek insan sayısı çok azdır. Dolayısıyla en acımasız canlının insan olduğu gerçeğini de eylemlerinden çıkarabiliriz.”