**
Bazen hayat, bir trenin camında yansıyan göz gibi geçer önümüzden. Gördüğümüzden emin olamayız ama içimizde bir şey titrer. İşte o titreme, o anda kalbe çarpan o minik sarsıntı… Belki de ömrün rotasını değiştirecek bir tesadüfün ilk işaretidir.
**
İnsan ne tuhaf mahlûk…
Koca bir ömrü inşa eder: duvarlar örer, yollar döşer, pusulalar çizer... Ama sonra hiç ummadığı bir köşe başında, hiç tanımadığı bir sesin içinde kendini buluverir. O an anlarsın; bütün haritalar içindir ama yollar, rastlantıların himayesindedir.
**
Sabahattin Ali’nin kaleminden dökülen şu sözler bir itiraf değil, bir uyanıştır aslında:
“Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.”
**
İşte tam burasıdır kırılma. Çünkü bazı karşılaşmalar hayatı ikiye böler: “Sen’den önce” ve “Sen’den sonra.”
**
Hayatın çarkı sessizce dönerken, bir kitap rafında, bir çay buharında ya da bir sonbahar yaprağının düşüşünde kalbinizle göz göze gelirsiniz. Oysa biz, hep büyük olayların peşinden koştuk. Oysa asıl kıymet, küçük rastlantılarda gizliydi.
**
“Yolunu kaybetmiş bir bakış, bir ömrü güzelleştirebilir.” der Jean Paul Sartre.
Çünkü bazen sadece bir göz teması, insanın içindeki sessiz baharı uyandırır. Çünkü bazen bir gülüş, yüzünüzden çok içinizi aydınlatır.
**
Tesadüfler…
Ah, sevgili okur… Onlar ne masum, ne devrimcidir! Sanki Tanrı, hikâyenin içine küçük notlar düşürür. “Buraya dikkat” der gibi. Ve biz o anlarda gerçekten yaşadığımızı hissederiz. Çünkü insanın insana en büyük hediyesi, kendini hatırlatmasıdır.
**
Albert Camus, kelimelere dökerken bu duyguyu şöyle fısıldar satırlara:
“Hayat, ruhun tesadüflerle karşılaşma biçimidir.”
Bir yabancının sesinde duyduğun tanıdıklık…
Bir şarkının sözlerinde bulduğun eksik yanın…
Bir sokak lambasının altında başını çevirdiğinde göz göze geldiğin “o” insan…
**
Bütün bunlar, kaderin değil, ruhun yankılarıdır. Çünkü bazen bir an olur, içimizde bin yıl yankılanır.
**
Unutma:
Hayatın büyük dönüşleri, kalbin en hazırlıksız anına saklanır.
Ve belki de en güzel cümle, henüz kurulmamış olandır.
**
Kim bilir…
Belki bu satırlar, karşılaşma anımızdır.
Ve bu yazı, hayatın senden yana yaptığı bir tesadüf.