Gündem

TBMM'de 23 Nisan oturumu: Kurtulmuş'tan yeni Anayasa çağrısı, muhalefetten yanıt!

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen TBMM özel oturumunda Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni Anayasa çalışmaları kapsamında çalışmalara başlayacaklarını belirterek siyasi partilere çağrıda bulundu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın tutukluluk durumuna dikkat çekti. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise “Gelin yamalı 12 Eylül darbe anayasasını hep birlikte değiştirelim, hep birlikte yeniden inşa edelim” dedi.

Abone Ol

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel oturumunda Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un yeni Anayasa çağrısına siyasi partilerden yanıt geldi. 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasında 14 Mayıs 2023'te yapılan seçimlerde Hatay Milletvekili seçilen Türkiye İşçi Partili Can Atalay'a dikkat çekti. 

Özel, "Meclis, seçilmiş milletvekillerinin hukukunu koruyamamıştır. Cumhuriyeti kuran bir Parlamentodan, seçilmiş milletvekilini koruyamayan bir Parlamentoya gelinmiş olması Meclisin güçsüzleştiğinin en önemli kanıtıdır” dedi. 

Özel'den sonra DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları kürsüye çıktı. Hatimoğulları da “Gelin yamalı 12 Eylül darbe anayasasını hep birlikte değiştirelim, hep birlikte yeniden inşa edelim” ifadelerini kullandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen TBMM özel oturumu Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un konuşması ile başladı. 

Kurtulmuş'un oturumu açmasının ardından İstiklal Marşı okundu.

"SİVİL BİR ANAYASA YAPILMASI MESELESİ TBMM'NİN ÖDEVLERİNDEN BİRİDİR" 

Bulunduğu coğrafya ve dünyadaki dengeler itibarıyla Türkiye'nin, zor bir sürecin içerisinde yer aldığının altını çizen Kurtulmuş, yaşananların Türkiye'yi, dünyayı ve bölgeyi etkilediğini dile getirdi.

TBMM'nin, milletin hayrına olacak yasaları yapmak, istiklal ve istikbali teminat altına alacak adımları gerçekleştirmek için kararlılıkla yoluna devam edeceğine dikkati çeken Kurtulmuş, şu görüşleri paylaştı:

"Bu çerçevede en önemli ve öncelikli ödevlerimizden birisinin de Cumhuriyetimizin ikinci asrına yakışır yeni bir anayasa yapma mecburiyeti, görevi olduğunu hatırlatmak isterim. Kapsayıcı, kuşatıcı, demokrat ve sivil bir anayasa yapılması meselesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bundan sonraki süreçlerinde de öncelikli ödevlerinden birisidir. Anayasa hakkında konuşurken hepimizin doğal olarak bildiğimiz şey, bir kesimin anayasası değil, bir partinin anayasası değil, bütün partilerin, bütün kesimlerin ortaklaşa, uzlaşıyla çıkarabildiği ve büyük bir toplumsal mutabakat olarak kabul ettiği bir anayasa teklifinin, anayasa metninin önümüzdeki dönemde hazırlanması ve millete sunulmasıdır."

Milletvekillerine, parti gruplarına yeni anayasa konusunda büyük bir sorumluluk düştüğünü belirten Kurtulmuş, toplumun bütün kesiminin anayasayla ilgili fikirlerini dile getirmesine ve bunlardan istifade edilmesine yönelik süreci yönetmenin, TBMM'nin ödevlerinden olduğunu vurguladı.

"DOĞRU ZEMİN TBMM'DİR"

Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Şunu bir kere daha altını, üstünü çizerek ifade etmek isterim, Türkiye Büyük Millet Meclisi yasa ve anayasa yapma gücüne de salahiyetine de sahiptir. Şu anda bu Meclis halkımızın son seçimde verdiği oyların yüzde 95'inin temsil edildiği fevkalade büyük bir temsil gücüne sahiptir ve bu Meclis, eğer milletin iradesini tecelli ettirebilecek bir imkana sahip olursa anayasamızı da yapabilecek imkan ve kudrete sahiptir. Bunun için yeter ki doğru zeminde, doğru yöntemlerle tartışmayı başaralım. Doğru zemin TBMM'dir, doğru yöntemler de partilerin uzlaşıyla bulacağı yöntemlerdir. Bunları ön yargısız bir şekilde konuşarak, Türkiye'nin bundan sonraki süreçte ihtiyacı olan, gerçekten sivil, gerçekten darbenin ürünü olan fikirlerden ve gölgelerden kurtulmuş yeni bir anayasayı yapması, Türkiye'nin boynunun borcudur diye düşünüyorum. Bu çerçevede hemen 23 Nisan Haftası'ndan sonra, bu Milli Egemenlik Haftası'nı geride bıraktıktan sonra önce partilerle yapacağımız temasla bu süreci başlatmayı düşünüyoruz ve arkasından da ifade ettiğim gibi sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, hukuk camiasının, fikri olan her türlü kurum ve kuruluşun bu sürece açık ve şeffaf bir şekilde katkı vermesini temenni ediyorum."

"MİLLET SÖZÜNÜ SANDIKTA SÖYLER"

Özel oturumda daha sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuştu. 

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’ndaki 23 Nisan özel oturumunda yaptığı konuşmada, iktidarı yerel seçim sonuçlarına saygılı olmaya davet etti.

Özel, “Bugün burada, milletin oylarıyla Türkiye’nin birinci partisi yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak sizlere hitap etmekten onur duyuyorum. Bugün bizler, 2023 seçimleriyle Meclis’te oluşan iradeye nasıl saygı duyuyorsak, yerel seçimlerde oluşan iradeye de aynı saygıyı beklemekteyiz. Seçimlerin hasbelkader kazanıldığı şeklindeki ifadelerin, ‘Seçimi Cumhuriyet Halk Partisi değil biz kazandık’ gibi bir inkârcı tutumun, milli iradeye temelden bir hürmetsizlik olduğunu belirtmek isterim. Böyle bir tavrın, bugün dağ gibi büyüyen sıkıntılarına çözüm bekleyen halkımıza bir faydası olmadığına da dikkat çekmek isterim. Şüphesiz millet sözünü sandıkta söyler” ifadelerini kullandı.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlık ettiği oturumda konuşan Genel Başkan Özgür Özel, TBMM’nin ve milli egemenliğin önemine vurgu yaptı.

Özel, “Bu yüce çatı, bundan 104 yıl önce, ülkemizin dört bir tarafı işgal altındayken, kurtuluşa inanan 436 temsilcinin katılımıyla açıldı. Sinop Mebusu Şeref Bey’in en yaşlı üye sıfatıyla yaptığı konuşma ile vazifeye başlayan Büyük Millet Meclisi’nin eline, milletimizin yazgısı emanet edilmişti. O gün oluşan iradenin önünde büyük engeller vardı. Önlerindeki engel, işgal ordularından ibaret değildi. En büyük engel, işgal ordularını kırmızı halıyla karşılayıp, onların himayesinden medet uman bir acziyete teslim olan muktedirlerdi” dedi.

“GENÇ CUMHURİYETİMİZ ATATÜRK’ÜN ÖNDERLİĞİNDE YÜKSELMİŞTİR”

Kurucu kadrolarının o günkü şiarının milletin istiklalini yine milletin azim ve kararının kurtaracağına olan inançları olduğunu vurgulayan Özel, konuşmasında ayrıca şunları söyledi:

“Kurucu iradenin demokrasiye verdiği önemi anlamak için hatırlanmalıdır ki bu Meclis’in Şeref Bey’in konuşmasından sonra aldığı ilk karar, gelen mebusların mazbataların doğruluğunu tespit etmek için Mazbata Tetkik Komisyonu kurmak olmuştur. 104 yıl önce bu çatı altında tüm milletin iradesine ayna olan Meclis, önce kurtuluş mücadelesini yönetmiş, ardından bağımsızlığımızı kazanmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni var etmiştir. Bugün bulunduğumuz koltukları kıymetli kılan gerçeklik Meclis’in bir askeri mücadele sonucunda kurulmadığı, Meclis’in bir askeri zaferi yönettiği ve devlet kurduğu gerçeğidir. Dolayısıyla dünya tarihinde sandıktan çıkan iradenin kurduğu tek bir ülke varsa, o da kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Ve genç Cumhuriyetimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, Parlamentoda alınan kararlarla yükselmiştir.”

“HEDEF ALINAN YİNE DEMOKRASİ OLDU”

“Atatürk’ün ifade ettiği gibi, ‘Türk milleti mukadderatını, Büyük Millet Meclisi’nin kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiği günden itibaren, karanlıkları sıyırıp kaldırmış ve ümitle istikbale yönelmiştir. Yeni Türkiye Hükümetinin öz cevheri milli hâkimiyettir.’ Ülkemiz ne zaman milli iradeden, demokrasiden uzaklaştıysa geriye gitmiş, vatandaşlarımızın refah seviyesi eksilmiştir. Askeri darbelerle, vesayetlerle demokrasimiz pek çok kez kesintilere uğratılmıştır. Son olarak 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi ile hedef alınan yine demokrasimiz olmuştur. O gece Meclis’i açmayı teklif eden ilk teklif eden milletvekiliyim. Ve o gece Meclisimiz, 100 yıl önce top seslerini duyarken aldığı kararlarla kazandığı gazilik unvanını, devlete yerleştirilen bir terör örgütünün darbe girişimindeki direnciyle ne kadar hak ettiğini tüm dünyaya göstermiştir.”

“BU ÜLKEYİ MECLİS’İN DEMOKRASİYE İNANCI KURTARMIŞTIR”

“Darbe girişimine karşı Meclisin ortak bildirisi kaleme alınırken, tüm siyasi partilerin temsilcileri Parlamentonun güçlendirilmesi gerektiği noktasında fikir birliği içindeyken yasama yetkisinin münhasıran Parlamentoda olmasını ortadan kaldıran bir anayasa değişikliği, maalesef OHAL şartlarında müzakere edilmiş ve OHAL şartlarında referanduma sunulmuştur. Bu pek çok demokratik ülkenin anayasasında yasaklanan ancak 12 Eylül anayasasını yapan darbecilerin, sıkıyönetim şartlarında anayasa yapma ayıbını örtmek için anayasaya koymaktan kaçındıkları bir tedbirdir. Bu ülkeyi Atatürk önderliğindeki Meclis’in demokrasiye inancı kurtarmıştır. Şimdi ise Meclis’in demokrasiyi kurtarmasına ihtiyaç vardır. Şüphesiz bunun ilk aşaması, milletin kararına, tercihine, seçimine saygı duymaktır.”

“TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ PARTİSİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ”

“31 Mart yerel seçimlerini geride bıraktık. Bugün burada, milletin oylarıyla Türkiye’nin birinci partisi yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak sizlere hitap etmekten onur duyuyorum. Bugün bizler, 2023 seçimleriyle Meclis’te oluşan iradeye nasıl saygı duyuyorsak, yerel seçimlerde oluşan iradeye de aynı saygıyı beklemekteyiz. Seçimlerin hasbelkader kazanıldığı şeklindeki ifadelerin, ‘Seçimi Cumhuriyet Halk Partisi değil biz kazandık’ gibi bir inkârcı tutumun, milli iradeye temelden bir hürmetsizlik olduğunu belirtmek isterim. Böyle bir tavrın, bugün dağ gibi büyüyen sıkıntılarına çözüm bekleyen halkımıza bir faydası olmadığına da dikkat çekmek isterim. Şüphesiz millet sözünü sandıkta söyler. Siyasete düşen görev de milletin sandıktaki mesajını iyi okumaktır. Millet, 31 Mart’ta ülkemizde yeni bir siyasi iklim yaratmıştır. Bu iklime ayak uyduranlar ileriye gidecek, uyduramayanlar, milletin kararına direnenler, inatlaşmaya devam edenler ise başarısızlığa sürüklenecektir. Bu nedenle toplumun sorunlarını görmezden gelen, kutuplaştıran, ayrıştıran politikalar, artık siyasetin gündeminden çıkmalıdır.”

“MECLİS, MİLLETVEKİLİNİN HUKUKUNU KORUYAMAMIŞTIR”

“Milletimiz seçimlerde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve her alanda adalet mesajı vermiştir. Bugün burada 594 milletvekiliyiz. 4 arkadaşımız, 3 hafta önce belediye başkanı seçilerek, bu görevlerinden ayrıldı. Kocaeli Milletvekilimiz Hasan Bitmez, Genel Kurul salonunda geçirdiği rahatsızlık sonrası yaşamını yitirdi. Bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Ancak Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği, bu Meclis, Anayasa’ya aykırı bir yargı kararına direnilemediği için düşürüldü. 24. Yasama Döneminde, grubu bulunan 3 siyasi partiden hapishanede olan milletvekillerimizin hukukunu bu Meclis koruyabilmişken, yönetim sisteminin değiştirilmesinin ardından Meclis, seçilmiş milletvekillerinin hukukunu koruyamamıştır. Cumhuriyeti kuran bir Parlamentodan, seçilmiş milletvekilini koruyamayan bir Parlamentoya gelinmiş olması Meclisin güçsüzleştiğinin en önemli kanıtıdır.”

“MİLLETİN DERDİ OLMAYAN SUNİ GÜNDEMLER”

“Milletin son seçimlerde, siyasete çizdiği yeni hattın gereği olarak artık milletin gündemi olmayan hiçbir konu, hiçbir tartışma, bu Meclis’in de siyasetin de gündemi olmamalıdır. Yapılan son serbest seçimlerin  birinci partisi olarak bizim varlığımız ve demokrasiye inanan her bir vatandaşımızın varlığı, toplumun ihtiyaç duyduğu bu siyaset hattının teminatı olacaktır. Milletin muhatap edildiği yakıcı sorunların dar gelirlilerin, emeklilerin, emekçilerin, çiftçilerin, işsizlerin, atanmayan öğretmenlerin, mülakat mağdurlarının, staj ve çıraklık mağdurlarının, emeklilikte adalet isteyenlerin, kadınların ve gençlerin sorunlarının çözümü konusunda atılacak her adım için biz buradayız. Ancak milletin derdi olmayan suni gündemlerle, şahsi makamları koruma amaçlı taleplerle, gereksiz kavgalar ve polemiklerle Türkiye’yi meşgul etmek için bir muhatap arayan varsa, biz orada olmayacağız. Sorun neredeyse, çözümü oradadır. Milletin sorunlarının kaynağı siyasetteyse, çözümü de yine siyasettedir. Yıllardır yok sayılan, hor görülen toplum kesimlerine hakkını verecek adımları atmak, politikaları üretmek, kararları almak bu Parlamentonun görevidir.”

“RAHMET VE MİNNETLE ANIYORUM”

“Meclisimizin ilk başkanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizi bizlere değil, partilerin genel başkanlarına değil, kendisi bir asker olmasın rağmen orduya değil, gençlere emanet etmiştir. Gençlere emanet ettiği gibi 23 Nisan’ı da çocuklarımıza armağan etmiştir. Biliyoruz ki çocuklarımızın hayallerine kavuşmalarını temin etmenin yolu da, yurttaşlarımızın müreffeh yarınlara ulaşmasının yolu da 104 yıl önce açtığımız bu Meclisimizin üzerine titremekten, itibarını korumaktan ve Meclisimizi güçlendirmekten geçiyor. Bu duygularla, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve Cumhuriyetimizin kurucu kadrolarını saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.”

"CUMHURİYET TARİHİ KRİZLERİN TARİHİDİR"

Özel'den sonra DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları kürsüye çıktı. Hatimoğulları da “Gelin yamalı 12 Eylül darbe anayasasını hep birlikte değiştirelim, hep birlikte yeniden inşa edelim” ifadelerini kullandı.

Hatimoğulları şunları söyledi: 

“31 Mart seçimlerinin ortaya koyduğu irade oldukça güçlüdür. Siyaset kurumuna şu mesaj verilmiştir: 31 Mart seçimlerinde bütün halklar eşit yaşam talep etmiştir: Kürt halkının verdiği ortak yaşam mesajı en iyi şekilde anlaşılmalıdır. İktidar Kürt meselesinde güvenlikçi anlayışa çakılı kaldıkça geçmişteki partiler gibi kaybetmeye mahkumdur. Gelin yamalı 12 Eylül darbe anayasasını hep birlikte değiştirelim, hep birlikte yeniden inşa edelim.

Yüzyıllık Cumhuriyet tarihi, aynı zamanda darbelerin, ekonomik krizlerin, istikrarsızlığın ve otoriterliğin tarihidir. İlk yüzyılda rejim demokrasiye hep mesafeli durmuş; toplumun demokratik taleplerini kriminal vaka haline getirerek tanımamış, buna itiraz eden tüm kesimleri şiddet yöntemleri ile bastırmaya çalışmıştır. Cumhuriyet bugünkü varlığını ülkede yaşayan bütün halklara, inançlara ve emekçilere borçludur. Buna rağmen bu kurucu iradeyi yok sayan anlayış halen devam etmektedir.

"TOPLUMUN TEMEL İHTİYAÇLARINDAN BİRİ DEMOKRATİK ANAYASA"

İnkarın kaynağını bulmak ve bununla yüzleşmek tüm siyasal dinamikler açısından bugün büyük bir sorumluluk haline gelmiştir. 1920 yılı öncesinde devrede olan tekçi siyasi anlayış, 24 Anayasası’yla yeni ulus devletin katı ve sistematik aklı haline dönüşmüştür. Tarihsel inkâr, temel referanslarını ülkenin tüm farklılıklarını yok sayan 1924 Anayasası’ndan almaktadır.  Tek tip yurttaş yaratma, merkeziyetçilik ve inkâr konularında daha sonra yapılan tüm Anayasalar, maalesef 1924 Anayasası’nın kötü birer kopyası durumuna düşmüştür.  Bugün Türkiye toplumunun temel ihtiyaçlarının başında demokratik bir anayasa gelmektedir.  Cumhuriyetin ilk yüzyılında devlet kendisine tek tip ve sermayenin hizmetinde bir halk yaratmak istemiştir ama başarısız olmuştur. İkinci yüzyılda siyasetin görevi, yaşanan sorunlara kalıcı çözümler getirecek olan halkların demokratik yönetimini kurmaktır. Bunun önemli adımlarından birisi Demokratik Anayasa yapım sürecine girmektir. Bunun için yapılması gereken acil şeyler; çatışma ve kutuplaştırıcı iklime son vermek, toplumsal barışı tesis etmek en geniş toplumsal mutabakatı aramak üzere yol ve yöntemler üzerinde çalışmaktır.  

"ÇIKIŞ YOLU TOPLUMSAL MUTABAKATIN GÜNCELLENMESİ"

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında krizlerden çıkışın yolu 1920 ruhuyla 1921’de yapılan toplumsal mutabakatın güncellenmesinden geçmektedir. Yüzyıllık cumhuriyetin demokrasi krizlerinde İttihat ve Terakkicilerle, Hürriyet ve İtilafçıların büyük sorumluluğu oldukça büyüktür. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, geçmişle yüzleşme ve geleceğin demokratik inşası siyaset kurumunun temel görevidir. Burada Meclis kurucu bir iradeyle Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin demokratik bir yüzyıla adım atmasının tarihi bir sorumluluğuyla karşı karşıyadır. DEM Parti olarak bizler çözüm konusunda dün olduğu gibi, bugün de elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzun altını bir kez daha çiziyoruz.

"BÜYÜK BİR İÇ BARIŞ MUTABAKATI YAPALIM"

Bu ülkeye gerçek ve kalıcı bir bahar; Kürt sorununun demokratik çözümü başta olmak üzere herkese daha fazla iş-aş-ekmek verilmesinden ve bu sistemin kurulmasından daha fazla demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adaletin tesis edilmesiyle mümkündür.  Yaşadığımız bölgede yeniden savaş projeleri tesis edilirken, kan ve gözyaşıyla gündeme geldiği bir eşikte; ortak bir yaşam ve demokratik bir toplum için tüm kesimlerle konuşmaya, sorunlara müzakere yoluyla çözümler konusunda yol almayı isteriz elbette. Bu sebeple gelin yamalı 12 Eylül darbe anayasasından hep birlikte kurtulalım ve Demokratik Cumhuriyeti beraber inşa edelim. Gelin, başta parlamento olmak üzere siyaset kurumunu her türlü vesayetten kurtaralım. Gelin dünyada tohumu ekilen, Ortadoğu’da fidelenen savaş ve kargaşaya karşı Türkiye ve bölge halklarını korumak adına büyük bir iç barış mutabakatı yapalım. Geçmişe borcumuz; çocuklara, geleceğe sözümüz var.  Ülkeyi hak ettiği refaha, barışa ve demokrasiye kavuşturmak için ortak akıl ve ortak mücadele konusunda kararlı ve hazırız. Ve buradan sevgili çocuklara seslenmek istiyorum;  Çocuklar inanın, güzel günler, güneşli günler göreceğiz. Biri peri masalı dinler gibi motorları maviliklere süreceğiz. Özgür ve mutlu bir ülkeye sizlere hep birlikte armağan edeceğiz. Bu da buradan siz sevgili çocuklara sözümüz olsun.