Van’ın Bahçesaray ilçesinde doğup büyüyen genç usta Yusuf Tan, çocukluğundan beri bağlı olduğu memleketinde köklü bir geleneği yaşatıyor. Halk Eğitim Merkezi’nde aldığı eğitimle ceviz ağacı oymacılığına başlayan Tan, bugün hem usta öğretici olarak görev yapıyor hem de Bahçesaray’a özgü el yapımı satranç takımlarını Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına gönderiyor. Tan, “Bahçesaray’ı çok seviyorum, burada doğdum burada kalacağım. Hem mesleğimi hem bu kültürü yaşatmak istiyorum” diyor.
“2016’da çırak olarak başladım, şimdi usta öğreticiyim”
Van Bölge Haberin haberine Göre : Yusuf Tan, mesleğe 2016 yılında Halk Eğitim Merkezi’nde açılan kurslarla başladığını anlatarak şöyle konuştu:
“Bu işe 2016’da başladım. Halk Eğitim bünyesinde açılan kurslara başvurarak çırak olarak girdim. Ustam Mehmet İbrik Halk Eğitim usta öğreticisiydi. Ondan çok şey öğrendim. Bir yıl çıraklık yaptım. 2018’de askere gittim, geldikten sonra tekrar başladım. 2020’de artık ben de usta öğretici oldum. Şu an beş yıldır aktif olarak Halk Eğitim’de usta öğretici olarak görev yapıyorum.”
Tan, sadece satranç taşları değil, mutfak ürünlerinden küçük el sanatlarına kadar birçok ürünü ceviz ağacından ürettiklerini belirterek, “Ceviz ağacı oymacılığı yapıyoruz. Mutfak ürünleri, satranç taşları, küçük hediyelikler… Ama en çok emek isteyen satranç taşları oluyor” dedi.
“Ceviz serttir, şimşir daha yumuşak”
Tan, üretim sürecinde kullandıkları ağaç türlerinin farkına da değinerek şunları söyledi:
“Ceviz ağacı çok sert bir ağaçtır, şekil vermesi zordur ama dayanıklıdır. Şimşir ağacı ise daha yumuşaktır, işlenmesi kolay olur. O yüzden satranç taşlarında genelde şimşir ağacını tercih ederiz. Siyah taşları doğal vernikle, ceviz yağıyla renklendiriyoruz. Beyaz taşlar ise kendi renginde kalıyor.”
Doğaya zarar vermemek için sadece kurumuş veya düşmüş ağaçları kullandıklarını da anlatan Tan, “Biz doğaya zarar vermek istemiyoruz. Genelde kurumuş, düşmüş ağaçları alıyoruz. Ağaç kesmiyoruz. Ağaç bir yıl, bir buçuk yıl bekletiliyor. Kuruduktan sonra işliyoruz. Ham halinden son haline kadar bu süreci dikkatle yürütüyoruz” dedi.
“Bir takımın yapımı 20 günü buluyor”
El emeği satranç taşlarının oldukça zahmetli olduğunu vurgulayan Tan, her bir takımın ortalama 15 ila 20 gün arasında tamamlandığını söyledi: “Bir takımın yapımı 15-20 gün sürüyor. Zımparası, oyması, verniği hepsi ayrı bir emek istiyor. Bütün satranç taşların işlemesi ayrıdır. Özellikle ‘at’ taşını yapmak zordur. Çünkü bir takımda dört tane at var ve hepsinin aynı ebatta olması gerekiyor. En ufak fark hemen belli olur. Bu yüzden o kısımda çok zaman harcıyoruz.”
Satranç takımlarına yurt içinden ve yurt dışından talep olduğunu belirten Tan, “Suudi Arabistan’a, Irak’a satranç taşları gönderdik. Türkiye’nin birçok iline de gitti. Alım gücü azaldı ama talep tamamen bitmedi. Yine de üretimi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“Çırak yetiştiriyorum, bu işin devam etmesini istiyorum”
Mesleğin geleceğini güvence altına almak için gençleri bu alana yönlendirmeye çalıştığını belirten Tan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben bir usta öğretici olarak öğrenci yetiştirmek istiyorum. Şu anda iki üç öğrencim var. Halk Eğitim’de kurs veriyoruz. Özel olarak da iki çırağım var. Onlar daha küçük ama 10 yıl sonra iyi bir usta olacaklarına inanıyorum. Gençlerimize sürekli söylüyorum: Gelin bu işi öğrenin, en azından bir mesleğiniz olur. Bu işin geleceği var.”
Ancak işin zahmetli olması nedeniyle gençlerin pek ilgi göstermediğini ifade eden Tan, “Biraz tozlu, biraz zahmetli bir iş. O yüzden gençler pek tercih etmiyor ama ben bu kültürün kaybolmaması için elimden geleni yapıyorum” dedi.
“Bahçesaray’da satranç bir kültürdür”
Bahçesaray’da satrancın artık bir gelenek haline geldiğini anlatan Tan, oyunun ilçede her yaş grubunca sevildiğini söyledi: “Bahçesaray denince akla satranç gelir. 7’den 70’e herkes oynar. Kahvelerde, dükkanlarda her yerde satranç vardır. Hatta bazen oyun yüzünden tartışmalar bile çıkar çünkü herkes çok iyi oynar. Kaybetmek istemezler. Küçük çocuklar bile taşların adlarını bilir. Bu bizim kültürümüzün bir parçası.”
Tan, bu kültürün yaşaması için el emeğiyle yaptıkları taşların önemli olduğunu da vurgulayarak, “30-40 yıl sonra bile biri Bahçesaray’a gelip el yapımı satranç takımı aldığını hatırlayacak. Bu bizim için gurur verici. Biz sadece taş üretmiyoruz, aslında bir geleneği sürdürüyoruz, bu geleneğin benim yaptığım taşlarla devam etmesi benim için çok değerli” ifadelerini kullandı.
“Herkes gelip görsün, öğrensin”
Tan, hem mesleğe ilgi duyan hem de merak eden herkesi atölyesine davet etti: “Halk gelip görsün istiyorum. Ağacın doğadan alınışından son haline kadar süreci bilsinler. Ağaç nasıl kuruyor, nasıl oyuluyor, nasıl vernikleniyor, hepsini görsünler. Hobi olarak bile kendi satranç takımını yapmak isteyen olabilir. Bu iş hem sabır hem sanat istiyor.”
Bahçesaraylı usta Yusuf Tan, hem el emeğiyle üretim yapıyor hem de ilçesinin kültürel mirasına sahip çıkıyor. “Doğduğum topraklarda büyüdüm, burada çalışıyorum, burada da kalacağım,” diyen Tan, hem mesleğini hem de Bahçesaray’ın geleneksel satranç tutkusunu gelecek kuşaklara aktarmak için çalışıyor.