Avrup’da 14 farklı medya kuruluşunun ortaklaşa yürüttüğü araştırma, korkunç gerçeği ortaya çıkardı.

Söz konusu bağışçının, Danimarka’da 2005 yılında öğrenciyken para karşılığı sperm bağışlamaya başladığı ve spermlerinin yaklaşık 17 yıl boyunca kadınlar tarafından kullanıldığı belirlendi.

"Kanser kalkanı"

Bağışçının kendisi sağlıklı olmasına ve o dönemdeki rutin sağlık taramalarından başarıyla geçmesine rağmen, DNA'sında sinsi bir tehlike barındırdığı anlaşıldı.

Yapılan incelemelerde, bağışçının bazı hücrelerinde "TP53" geninde mutasyon olduğu tespit edildi. Vücutta tümör oluşumunu engelleyen ve "genomun koruyucusu" olarak bilinen bu gende meydana gelen hasar, çocukları kansere karşı savunmasız bıraktı.

Uzmanlar: "Çok erken yaşta ölümler var"

Fransa Rouen Üniversitesi'nden Kanser Genetiği Uzmanı Dr. Edwige Kasper, durumun vahametini şu sözlerle anlattı:

"Çok erken yaşta kansere yakalanan büyük bir çocuk grubuyla karşı karşıyayız. Bazı çocuklar aynı anda iki farklı kanser türüne yakalanıyor ve ne yazık ki bazılarını çok küçük yaşlarda kaybettik."

Raporlara göre, bu genetik mirası taşıyan çocukların sadece küçük bir azınlığının kanserden tamamen kurtulabileceği veya hayatta kalabileceği öngörülüyor.

Sperm Bankasından açıklama

Spermlerin dağıtımını yapan Danimarka merkezli "Avrupa Sperm Bankası", yaşananlardan etkilenen ailelere derin üzüntülerini ve sempatilerini ilettiğini açıkladı.

Skandal, yasal boşlukları da yeniden tartışmaya açtı.

Şu an dünya genelinde bir donörün sperminin kaç kez kullanılabileceğine dair bağlayıcı bir uluslararası yasa bulunmuyor; ülkeler sadece kendi sınırları içerisinde belirli kotalar uyguluyor.

Muhabir: Avdi Tekin