Yüksekova’nın Çatalkaya köyünde 100’den fazla arı kolonisiyle üretim yapan Sabit Geylani, arıcılıktaki ustalığı ile dikkat çekiyor.
“Arıcılık sadece bal üretmek değil, aynı zamanda sabır, anlayış ve doğayla uyum içinde yaşamaktır,” diyen Geylani, yıllardır hiçbir ciddi sorun yaşamadan arılarıyla çalıştığını belirtiyor.
‘Bu İş Niyet Meselesidir ‘
Geylani, arıların davranışlarının büyük ölçüde insanın yaklaşımına bağlı olduğunu ifade ederek, “Tüm hayvanlar gibi arılar da siz onlara zarar vermediğiniz sürece size zarar vermez. Bu iş tamamen niyet meselesi,” diyor. Hatta zaman zaman başı açık halde arı kovanlarının arasında rahatlıkla dolaştığını söylüyor.
'Sağım Döneminde Daha Akresiler’
Ancak arıcılık her zaman bu kadar sakin geçmiyor. Özellikle sağım döneminde arılar daha saldırgan hale gelebiliyor. Bu süreçte daha dikkatli olunması gerektiğini belirten Geylani, “O dönemde arılar daha agresif olur. Ama bu da işin bir parçası,” diye ekliyor.
‘Kışın Rûbarok’a Götürüyorum’
Geylani’nin arıları, yaz aylarında Sualtı (Derişk) köylerinde doğal ortamda besleniyor. Kışın ise Yüksekova’nın yüksek rakımı ve sert iklimi nedeniyle arılar, Derecik ilçesine bağlı Rubarok bölgesine taşınıyor. Bu mevsimsel göç, arıların sağlıklı kalması ve verimli üretim için büyük önem taşıyor.
“Bu işe gönül verdiyseniz, zamanla o da size alışır,” diyerek sözlerini tamamlayan Geylani, doğayla kurduğu bu uyumun en büyük öğretmeni olduğunu söylüyor.






