DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise operasyonlara tepki göstererek, "Bu operasyonlar çözüm değil, demokratik Türkiye’ye giden yolu tıkamaktır. Bir kez daha demokratik siyasetin önünün açılması çağrısı yapıyoruz" dedi.
CHP'li belediyelere yönelik operasyonlar devam ediyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "Aziz İhsan Aktaş suç örgütü"ne yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında, 10 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Adana Büyükşehir Beldediye Başkanı Zeydan Karalar ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, gözaltına alındı. CHP'li Adana ve Adıyaman Belediyelerine düzenlenen operasyondan kısa bir süre sonra Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de gözaltına alındı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen "rüşvet" soruşturması kapsamında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, oğlu Mustafa Gökhan Böcek ve eski gelini Zeynep Kerimoğlu hakkında gözaltı kararı verildi.
Bakırhan'dan "çözüm süreci" vurgulu tepki
CHP'li belediyelere yönelik yeni operasyonlar gündemin ilk sırasına yerleşirken, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'dan da yeni gözaltı dalgasına tepki gösterdi. Bakırhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 'yeni çözüm süreci'ne vurgu yaparak, "Toplumsal barışın tesisi için, seçilmiş iradeye yönelik her türlü saldırının derhal son bulmasını talep ediyoruz" dedi.
Tuncer Bakırhan, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
"CHP’li Adana, Antalya ve Adıyaman Büyükşehir Belediye başkanlarına yönelik bu sabah gerçekleştirilen gözaltı operasyonları, halkın iradesine ve demokratik siyasetin temel ilkelerine yönelik kabul edilemez müdahalelerdir. Bu uygulamaları kınıyor ve reddediyorum.
Yerel yönetimlere yönelik sürdürülen bu saldırı ve gözaltı dalgası, hukuksuzlukları derinleştirerek en büyük zararı toplumsal barış umuduna vermektedir. Türkiye’nin bugün ihtiyacı olan şey, artan baskı ve antidemokratik uygulamalar değil, aksine demokratikleşme adımlarının kararlılıkla atılmasıdır.
Gerçek toplumsal barış, ancak diyalogun güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğü ilkesinin her alanda egemen kılınmasıyla sağlanabilir. Barış ve demokratik toplumu inşa etme sürecinin bu hukuksuzluklarla tartışılır hale getirilmesi kabul edilemez. Bu hassas süreç, tüm toplumsal kesimlerin katılımı ve ortak akıl ile yürütülmelidir.
Demokratik değerlerin korunması ve toplumsal barışın tesisi için, seçilmiş iradeye yönelik her türlü saldırının derhal son bulmasını talep ediyoruz."
"Operasyonlar demokratik Türkiye’ye giden yolu tıkamaktır"
DEM Parti'nin bir diğer Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da X hesabından yaptığı açıklamada, CHP'li 3 belediye başkanının gözaltına alındığı operasyonların "kabul edilemez" olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Seçilmişlere, Türkiye halklarına yapılan bu eziyetten vazgeçilmelidir.
Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in gözaltına alınmasını kabul etmiyoruz. Halkın sandıkta verdiği kararlara saygı gösterilmemesi, halkın iradesinin tanınmaması toplumda derin yarılmalara neden oldu/oluyor. Bu operasyonlar çözüm değil, demokratik Türkiye’ye giden yolu tıkamaktır. Bir kez daha demokratik siyasetin önünün açılması çağrısı yapıyoruz."
DEM Parti: Çözüm umudunu da hedef almaktadır
CHP'li belediyelere yönelik operasyonlara ilişkin olarak DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu da açıklama yaptı. Açıklama şöyle:
"Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ile Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili Ahmet Şahin’in bugün sabah saatlerinde gözaltına alınması, iktidarın muhalefeti bastırmak için yargı mekanizması başta olmak üzere tüm aygıtları seferber etmeyi sürdürdüğünün yeni bir adımı olmuştur.
Her geçen gün hukuk dışı uygulamalarla demokratik siyaset alanı daraltılmakta, halkın iradesi, seçim ve sandık hukuku hiçe sayılmakta, muhalefet ve yerel yönetimler üzerindeki baskılar sistematik hale getirilmektedir. Seçme ve seçilme hakkının sürekli olarak tehdit altında tutulması, yalnızca siyasi partileri değil, Türkiye'nin toplumsal barış ve demokratik çözüm umudunu da hedef almaktadır.
Siyasi saiklerle yürütülen bu operasyonları asla kabul etmiyor, hukukun üstünlüğü ilkesinden sapılarak yapılan her türlü yargı müdahalesine karşı durduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.
Bir kez daha belirtiyoruz ki, hukuksuzlukları derinleştirerek en büyük zarar toplumsal barış umuduna verilmektedir. Barış ve demokratik toplumu inşa etme hedefinin bu yapılanlarla tartışılır hale getirilmesi kabul edilemez.
Türkiye’nin ve toplumun bugün ihtiyacı olan, antidemokratik uygulamalar yerine demokratikleşme adımlarının kararlılıkla atılması ve hukukun üstünlüğüne uygun davranılmasıdır.
Bu tür irade gaspı uygulamalarına bir an önce son verilmesi gerektiğini yeniden vurguluyoruz. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı büyütmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Halk iradesine yönelen her türlü müdahaleye karşı duruyor, tüm toplumsal kesimleri ortak mücadeleye davet ediyoruz."