MBB Başkanı Vahap Seçer, makamında bir grup gazeteciyle bir araya geldi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Seçer, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısının ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve toplum hassasiyetlerinin dikkate alınması halinde başarılı olabileceğine inandığını belirten Seçer, şunları söyledi:
"Elbette olumlu sonuçlanmasını arzu ediyorum. Toplumun enerjisini alan, travma yaşatan bir sorun. Bunun bitmesini istiyoruz. Ancak bir realite var; akşamdan sabaha ‘Silahları bırakalım, örgütü lağvedelim’ demekle olmaz. Muhalefete bugüne kadar bilgi verilmedi. Eğer örgüt silah bırakıp demokratik siyasete yöneliyorsa, bu demokrasi kanallarını güçlendiren bir fırsat olabilir. Bunun için hukuki bir çerçeve çizilmeli. Silahların yerini demokratik siyaset almalı."
"Şeffaflık ve işbirliği şart"
Seçer, sürecin başarılı olabilmesi için şeffaflık ve siyasi partilerle işbirliği gerektiğini vurguladı: "Eğer toplumun hassasiyetleri ön plana alınır, kararlar kamuoyuna açık şekilde tartışılırsa süreç başarılı olur. Katkı koyanlar toplumsal destek bulur. Ancak sağlam bir irade ortaya konmazsa, bu işin başarı şansı yok. Hükümetin pazarlık iddialarını reddetmesini umuyoruz. Samimiyet olmazsa istikrar sağlanamaz."
"CHP seyirci kalamaz"
"Partinizin bu süreçteki pozisyonunu nasıl yorumlarsınız?" sorusuna Seçer, şu yanıtı verdi:
"CHP temkinli ve doğru beyanatlarda bulundu. Genel Başkanımızın son açıklaması doyurucuydu. Toplumsal hassasiyetleri önemsiyoruz. 40 yıllık bir süreçten bahsediyoruz, bu toplum için önemli bir konu. Ancak CHP’nin ‘ama-fakat’ dediği bir şey yok. İlkelerimiz çerçevesinde katkı sunarız. Seyirci kalamayız, bu ülkemiz için iyi bir gelişme olur."
Seçer, CHP ve MHP’nin süreçteki rollerine dikkat çekerek, "CHP’nin endişeleri doğrultusunda işbirliği yapılırsa başarı oranı yüksek. CHP sürecin içinde ve aktif olmalı. Seyrederek ya da eleştirerek katkı yapamayız" diye konuştu.
"Kayyum siyasi bir karar"
Seçer, "Bir önceki seçimlerde kent uzlaşısı sürecini yaşadık. Pek çok Belediyeye kayyum atandı. Biri de Akdeniz ilçeniz. Mersin ve ilçeleri için endişeniz var mı?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Mersin için bunları düşünmek dahi istemem. Akdeniz Belediyesi'nin özel bir durumu vardı. DEM Partisi'nin Doğu ve Güneydoğu dışındaki tek belediyesi Akdeniz Belediyesi'ydi. Geçtiğimiz dönem çok başarısız bir AK Parti belediyeciliği yaşadı o ilçe. Hem genel anlamda DEM’e bakış bir de spesifik olarak Akdeniz'e yönelik iktidarın bakışından kaynaklı kayyum atamasıdır o. Kafayı oraya takmışlar. Yoksa Akdeniz Belediye Başkanı son derece başarılı bir belediye başkanı. Bunu tarafsız bir gözle söylüyorum. Kayyum atanması gereken bir işlem ve eylemin içinde oldu mu? Tabii ki bunu yargı bilir. Ama ben kendisini Kırşehir Cezaevi’nde ziyaret ettim. Kendisi dosyanın içeriğini bana aktardı. Eğer o bulgularla o belediyeye kayyum atanıyorsa bu hukuki bir karar değil, siyasi bir karardır. Önümüzdeki günlerde tarih kimi doğrulayacak, göreceğiz."