İnsanlar mal ve hizmetleri tüketerek temel fizyolojik (yemek, içmek, barınma vs.) ve güvenlik ihtiyaçlarını (can ve mal güvenliği) karşılarlar ancak her toplumda bazı bireyler bu tür ihtiyaçları dışında sadece başkalarını etkileme ve gösteriş amacıyla da tüketimde bulunabilirler. İşte bu türde psikolojik tatmin sağlayan mal ve hizmet için para harcanmasına “gösteriş tüketimi” ben ise gösteriş budalalığı diyorum. 

Gerek sosyal medya gerek haber bültenleri bölgemizi sık sık düğünlerdeki takı törenleriyle ya da takılan paralarla anıyor. Şu aşiret liderinin düğününde, şu kadar kilo altın ve para takıldı vs. bu bana liderlikten çok gösteriş budalalığı gibi geliyor. Değerlere zarar veriyor. Yıllardır bölge insanımız gelenek ve göreneklerini koruyarak düğünlerde hala yöresel kıyafetlerle katılıyorlar. Bu elbette bizim için bir gurur kaynağı fakat bununla anılmaktan ziyade biz daha çok kim ne taktı, kimin düğünü daha gösterişli gibi soruların arkasından yuvarlanıp gidiyoruz. Bu da Gösterişin geldiği boyutu gözler önüne seriyor.

Düğünlerde yapılan gösteriş budalalığını sosyal medya aracılığıyla gören birçok gencimiz özenip istiyor. Bu da ne yazık ki aileyi zorluyor ve düğün sonrası aile en güzel zamanlarını borç ödeyerek geçiriyor. Bu durumda aile içi sorunları arka arka gelmesi kaçınılmaz oluyor. Biz ne ara bu hale geldik. Bazı soruları kendimize sormalıyız. Bölge halkı olarak garibanın düğününe bu desteği sunuyor muyuz? Tüm değerlerimizi başkası ne der üstüne konumlandırıyoruz. İnsanların vay be! ne kadar şanslı bir sürü takı takıldı, ya  da çok zenginlermiş gibi söylemleri gerçekten bizi uzun süre mutlu mu ediyor?   

Düğünlerimiz sadece gösteriş yolunda ilerliyor!

Düğün yapmak evlenen çiftlere bir destek anlamına gelmekten ziyade  “sosyal medyanın aracılığıyla da” bir gösteriş sahası olma yolunda ilerliyor.

Gelin hep beraber düşünelim; bu görüntüleri görüp ezilen fakir gariban ailelerimizi ya da maddi imkânsızlıklarla düğün yapamadıkları için intihar eden gençlerimizi…

Takı yarışında ezilen gariban komşu ve akrabalarımız  borç harç içinde tüm birikimini satarak takı merasimine zorlanırken, aşiret liderlerin bu yarışı hala sürdürmeli etik mii? Hani aşiretçilik birlik, beraberlik, yardım severlikti!!

Dostlar açıkçası maddi durumu olmayıp evlenemeyen geçlerimizin, düğün yaparken borç harç için de kalan gençlerimiz ve en önemlisi de bu sebeplerden dolayı intihar eden geçlerimizin günahı ve vebali bu duruma sesini çıkartamayan herkesin boynunda.

Peki ne yapılmalı?

Evet ne yapılmalı noktası gerçekten çok hassas.İlk önce elimizi vicdanımıza koyalım. Mütevazı olalım. Gösteriş eziklik duygusundan beslenir. Bunu kendimize yakıştırmayalım.  kimin ne dediği değil  sizin ne istediğiniz önemli. Gelinlerimize binlerce lira değerinde altın takmak yerine her bütçeye uygun altınlar tercih edilsin. Kimse kendi maddi zenginliğini başkasının gözüne sokmasın. Gösteriş budalalığına gerek yok. Zenginlik, aşiretçilik ancak mütevazilikle taçlandırılabilir. Gelin hep beraber şatafatlı düğünlere dur diyelim. Bölge insanımıza, kültürümüze yakışır bir takı merasimi yapalım. Kimseyi zorlamasın bu merasim amaç sadece evlenen gençlerimize destek olsun. Düğünlerimiz de takı merasimi zarf usulü olsun. Böylelikle kimse ne böbürlenir, ne de eziklik duyar. Sizde görüşlerinizi sosyal medyaya aracılığıyla benimle paylaşabilirsiniz sizler ne düşünüyorsunuz?

Editör: Erkan Çobanoğlu