Proje kapsamında elde edilen bulgular TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne gönderilirken, özellikle Yüksekova–Şemdinli fay zonunun yüksek deprem riski taşıdığı net bir şekilde ortaya kondu.
Van YYÜ Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Azad Sağlam Selçuk, Van YYÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Selçuk ile Van YYÜ Güvenlik Meslek Yüksekokulu Acil Durum ve Afet Yönetimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Sacit Mutlu’nun da aralarında bulunduğu 3 kişilik bilim ekibi, Van’daki Başkale ve Erciş, Hakkari’deki Yüksekova ve Şemdinli, Ağrı’daki Tutak faylarında ayrıntılı araştırmalar yürüttü.
Elde edilen veriler, TÜBİTAK, AFAD, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ile ilgili belediyelerle de paylaşıldı.
“Yüksekova–Şemdinli fay zonu bölgede en yüksek tehlikeyi barındırıyor”
Proje ekibinde yer alan Dr. Öğr. Üyesi Sacit Mutlu, Kamu Araştırmaları Destek Grubu (KAMAG) tarafından desteklenen proje kapsamında geçen yaz aylarında geniş kapsamlı arazi çalışmaları yaptıklarını belirtti.
Mutlu, bölgedeki tüm aktif faylar üzerinde paleosismolojik kazılar gerçekleştirdiklerini ifade ederek şunları söyledi:
“Bizim amacımız, bir fayın geçmişte ürettiği depremleri ortaya koymak. Paleosismoloji yöntemiyle aktif faylar üzerinde açtığımız hendeklerde binlerce yıllık sismik kaydı inceliyoruz.”
Mutlu, Yüksekova segmenti üzerinde 4, Şemdinli segmenti üzerinde ise 3 olmak üzere toplam 7 hendek açtıklarını, bu kazılardan 40 adet karbon-14 örneği ile OSL örnekleri alarak TÜBİTAK’a gönderdiklerini aktardı.
Analiz sonuçlarının değerlendirilmesiyle bölgenin deprem tehlikesinin daha net ortaya çıktığını vurgulayan Mutlu, şöyle devam etti:
“Yüksekova–Şemdinli fay zonunun bir sismik boşluk olduğunu zaten biliyorduk. Ancak yaptığımız kazılar bu fayın yakın dönemde deprem üretme potansiyelinin çok yüksek olduğunu açıkça gösterdi. Bölgedeki en riskli faylardan birinin bu fay zonu olduğunu belirledik.”
“Her ailenin afet planı olmalı”
Mutlu, deprem riskinin azaltılması için toplumun afet farkındalığını artırması gerektiğine değinerek şu önerilerde bulundu:
“Depremin yıkıcı etkilerinden korunmanın ilk adımı, toplumun afet farkındalık eğitimleri almasıdır. Deprem anında doğru davranış şekillerinin bilinmesi ve her ailenin bir afet planı oluşturması gerekiyor. Büyük depremler sonrası iletişim sıkıntısı yaşanıyor. Bu nedenle aile afet planı hayati önem taşıyor.”
Türkiye’nin 2018 yılında güncellenen Bina Deprem Yönetmeliği ve Türkiye Deprem Tehlike Haritasının e-Devlet üzerinden erişilebilir olduğunu hatırlatan Mutlu, vatandaşların kendi evlerinin risk durumunu bu sistemler üzerinden kontrol edebileceğini belirtti.







