Yıllarca dedelerinden, ninelerinden miras kalan köylerinden uzak yaşamak zorunda kalan halk, artık kendi topraklarına dönmek istiyor. Hakkâri, Bingöl, Diyarbakır, Van, Siirt ve bölgenin dört bir yanındaki birçok yurttaş, köylerine dönerek üretmek, yaşamı yeniden kurmak ve kendi köylerinde yaşamak istediklerini ifade ediyor.

Ancak bu dönüş iradesinin önünde ciddi hukuki, siyasal ve ekonomik engeller bulunuyor. Zorla göç ettirilen insanların mülkiyet hakları yok sayıldı. Yıllarca yaşadıkları evler, ekip biçtikleri topraklar, otlattıkları meralar bir günde ellerinden alındı. Bugün köyüne dönmek isteyen vatandaşlar çok sayıda bürokratik ve yasal engelle karşı karşıya kalıyor.

Özellikle ekonomik yetersizlikler, köylere dönüşün önündeki en büyük engellerden biri olarak öne çıkıyor. Bölgedeki birçok köy, tarım ve hayvancılık açısından son derece elverişli olmasına rağmen, geçmişte yaşanan çatışmalar ve hâlen devam eden güvenlik politikaları nedeniyle bu faaliyetlerin yürütülmesi neredeyse imkânsız hale geldi. İnsanlar tarlalarına ve bahçelerine ulaşamadıkları için tarımsal üretim fiilen durma noktasına geldi.

Bölgedeki pek çok köylü için, adeta sürekli değişen bir olağanüstü hal rejimi varlığını sürdürüyor. Uzmanlar, barışa giden yolun geçmişle yüzleşmekten, adaletli bir helalleşmeden ve yaşanan kayıpların telafi edilmesinden geçtiğini vurguluyor. Bu kapsamda, köylerinden zorla göç ettirilen yurttaşların geri dönüşü, hem geçmişte yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi hem de toplumsal barışın sağlanması açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Uzmanlar ve hak savunucuları, köylerine dönmek isteyen yurttaşların önündeki hukuki ve ekonomik engellerin kaldırılması çağrısında bulunuyor. Ayrıca, tarım ve hayvancılığın rehabilitasyonu için devlet destekli teşviklerin hayata geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük arayışı içinde olduğu bu dönemde, köylerine dönmek isteyen milyonlarca insan için somut adımlar atılması, toplumsal barışın inşasında önemli bir eşik olarak görülüyor.

Muhabir: FERHAT YİĞİT / YÜKSEKOVA HALKIN SESİ