YÜKSEKOVA – İnsan Hakları Derneği Hakkari Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve Hakkari Barosu, Van’da tutuklu bulunan 76 yaşındaki Hanife Arslan için ortak basın açıklaması düzenledi.

Cengiz Topel Caddesi’nde düzenlenen basın açıklamasında basın metnini İHD Hakkari Şube Eş Başkanı Sibel Çapraz okudu.

Çapraz, “Van T Tipi Cezaevi'nde ilerleyen yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle kişisel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan Hanife Arslan 19 aydır cezaevinde tutulmaktadır. Hanife Arslan; KOAH, Mide ülseri, Diyabet, Kalp ve Yüksek Tansiyon hastası olup, eklemlerde sıvı azalmasına bağlı yoğun ağrı ve hareket güçlüğü yanında, geçirdiği Covid 19 sonrasında akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle nefes almakta zorlanmakta ve bütün bunlara eklenen yaşlılığa bağlı sorunları ile tutuklandığı 2021 tarihinden bu yana, hayatta kalmak için çabalamaktadır. Cezaevindeki ağır koşulları ve tutsak hasta Hanife Arslan’ın yaşlı olması cezaevi yönetimi tarafından göz ardı edilmekte ve tutsak yaşlı bir kadına bilinçli bir şekilde işkence edilmektedir” dedi.

Çapraz, “Kızının verdiği bilgiye göre; ağır hastalıkları ve yaşına rağmen halen hapiste tutulan Hanife Arslan, engellilere uygun olmayan koğuş tuvaletinde düşmüş ve sonucunda dişleri kırılmıştır. Önceleri bu durumu görmezden gelen cezaevi idaresi bu konuda kamuoyu oluştuktan sonra, tuvalete klozet yaptırmış ve Hanife Arslan’ı doktora götürmüştür. Klozete rağmen hareket kısıtlılığı ve yoğun ağrıları nedeniyle tuvalete gitmekte çok zorlanan Hanife Arslan, tuvalete gitmemek için yemek yemekten kaçınıyor ve bu durum sağlıklı beslenmesini engelliyor. Görüşe tekerlekli sandalye ile gelebilen Hanife Arslan, rahatsızlıklarının artması üzerine geçen Pazartesi günü hastaneye kaldırılmış ancak, hareket güçlüğü olmasına rağmen tekerlekli sandalye talebi kabul edilmemiştir” ifadelerini kullandı.

I 1-12

Arslan’ın 2021 tarihinden bu yana cezaevinde olduğunu kaydeden Çapraz, “İktidarın insan haklarını ve onurlu yaşamı görmezden gelen yöntemleri sonucunda cezaevinde hukuksuz ve keyfi bir şekilde bekletilmektedir. Yapılan pişmanlık dayatmalarına karşı Hanife Arslan’ın mücadelesi ve direnme azmi bu coğrafyada direnen her bir bireyin iradesinin yaşamış olduğu tüm zorluklara rağmen mevcut sisteme ve onun nefret politikalarına karşı boyun eğmediğini bizlerde bir daha göstermektedir. Özellikle siyasi mahpusların üzerindeki bu baskıların yıllardır bu ülkede devşirme ve yıldırma politikalarının bir türü olduğunu biliyoruz. Cezaevlerinin mevcut iktidar ve onların merkezi yönetim sistemlerinin mahpusları topluma kazandırma adı altında yaşatmış olduğu fiziki ve psikolojik şiddetin Kürt siyasi mahpuslar üzerinde gösterdikleri insanlık dışı muamele ve nefret politikalarının pratiği olduğu aşikardır. Cezaevlerinin, hasta mahpuslar üzerinde bugün yapmaya çalıştığının nekro-politik ( öldürme politikaları ) izdüşümlerini görmemek mümkün değildir. Ceza İnfaz kurumlarında STK verilerine göre; hapishanede hayatını kaybeden mahpus sayısı 2019 yılında 107, 2020 yılında 95, 2021 yılında 128 ve 2022 yılında 101 olduğu tespit edilmiştir.   Her yıl ortalama 100 hasta mahpus iktidarın ceza infaz kurumlarında yetersiz tedbirleri sonucu keyfi bir şekilde ölüme terkedilmektedir. Tutsaklar, suçları ne olursa olsun Ceza İnfaz Kurumlarında kaldıkları süre boyunca devletin sorumluluğu altındadır. Ancak bugün gelinen noktada Ceza İnfaz Kurumları, hasta mahpusların hayatını idame ettirebileceği veya sağlık haklarına erişebilecekleri şartlara sahip değildir. İnsan haklarına önem vermeyen, insanları eşit ve onurlu bir şekilde yaşatmayı hiçbir zaman esas almamış olan bu zihniyet sorumluluktan kaçınmakta, bilinçli bir nefret ve akabindeki yok etme politikaları ile hasta tutsaklara zulmetmektedir . Bu yüzden bugün hak savunucuları olarak diyoruz ki;

• Hapishaneler, tutsakların ölüme terk edildiği alanlar olmamalıdır! 

• Hasta mahpusların mevcut hakları ( hastaneye götürülmeleri, doktor kontrolleri, ilaçlarının karşılanması, tedavilerinin devamı ) sağlanmalıdır. 

• Özellikle Hanife Arslan ve onun gibi yaşlı hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalıdır.

• Hanife Arslan ve diğer yaşlı hasta mahpuslar üzerinde devam eden bu baskılara derhal son verilmelidir. 

• Ceza İnfaz Kurumları yaşanan bu ölümler ve mevcut sorunlar karşısında sorumluluklarının bilincinde olmalı ve mahpuslar üzerinde ki keyfi muamelelere son vermelidir. 

Var olan bu talepleri ilgili merciler olan başta AKP Hükümeti,  Adalet Bakanlığı, Ceza ve tevkif evleri genel müdürlüğüne iletiyor ve bu konudaki taleplerin karşılanması için gereğinin yapılması gerektiğini  kamuoyu ve basına duyuruyoruz” sözlerini sarf etti.

Basın açıklamasının ardından Hanife Arslan’ın kızı İran Arslan söz aldı. Annesinin haksız hukuksuz şekilde cezaevinde tutulduğunu ifade eden Arslan, “Bugün Cumhurbaşkanlığı’na ve Adalet Bakanlığı’na bir çağrıda bulunmak için buradayız.  Cezaevlerinde uygulanan haksız hukuksuz ve kötü politikalara son verilmesini istiyoruz. Bu politikaların ne ülkemize ne toplumumuza hiçbir faydası yoktur. Cezaevlerinin kapılarının açın lütfen. Annemin bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyorum. Annem suçlu değildir. Hiçbir suç işlememiştir” şeklinde konuştu.

Kaynak: YÜKSEKOVA HALKIN SESİ