"Ölüm insanlığın en kadim yoldaşıdır. İnsanoğlu tarihin hiçbir döneminde ölüm gerçeğini görmezden gelmedi, gelemedi. Çünkü ölüm en net hakikatti hayatın kalbine yerleştirilen.

Ölüler arkasından yakılan ağıtlar, düzenlenen törenler, kurulan taziyeler, okunan dualar ve inşa edilen mezarlıklar bu kadim yoldaşın varlığını kabullenmek ve unutmamak içindi.

Yine de hayat meşgalesi çoğu zaman insana ölümü ve ölüye karşı duyulması gereken saygıyı ve sorumluluğu unutturabiliyor, ihmale sebep olabiliyor.

İçinde yaşadığımız şehrin yolları, sokakları, kaldırımları, mezarlıkları, vs. bu şehirde yaşayan ve ölen herkesin unutulduğu ve sahipsiz bırakıldığı gerçeğini en iyi hatırlatanlardır.

Bu güzel şehir acıyı, ölümü ve sahipsizliği iliklerine kadar yaşamış ve kanıksamıştır. Bu şehrin insanı yaşarken duyarsız, ölümden sonra da sahipsizdir.

Örneğin; ilçemizin en büyük mezarlığı olan Bajirge Mezarlığı'nın yola kadar taşmış ve gelişigüzel hazırlanmış mezarları sahipsizliğimizi ve de duyarsızlığımızı gözler önüne sermektedir.

Her gün şehir halkının büyük bir kısmı bu mezarlığın yanından gelip geçmektedir. Bu mezarlığın dağınık, bakımsız ve içler acısı hâli görenlerin nazarına ilişmektedir.

Yıllardır gözümüzün önünde duran bu ibret verici manzara karşısında bu kadar sessiz ve duyarsız kalmamız akıl almaz bir durumdur.

Son dönemlerde ölülerimiz biraz ötede kurulan yeni mezarlığa defnedilmektedir. Ancak hâlâ kafasına göre, doluluk oranını çok aşmış olan bu eski mezarlığa ölülerini defnedenlerin olduğunu görüyoruz. Çünkü mezarlık ve defin işlemleri konusunda yetkili olması gereken kurumlar ortada yok, bu kurumlar tarafından sağlanmış bir kontrol ve düzen mevcut değildir.

Yeni kurulan mezarlıkta bu kontrolün ve düzenin sağlanması bir zorunluluktur. Dünyanın her yerinde böyledir. Toplumun ortak kullanım alanı olan mezarlıklar ve defin işlemi yetkili kurumların kontrolü altındadır, gelişigüzel yapılmamaktadır.

Çünkü mezarlıklar, kentin fiziki yapısındaki estetik ve fonksiyonel özellikleri ve şehircilik tarihi nedeniyle önemle ele alınması gereken açık-yeşil alanlardır.

Önceleri genellikle meskûn sahaların dışında bulunan mezarlıklar yerleşim alanlarının genişlemesi sonucu şehirlerin içinde sıkışıp kalmıştır.

Şehrimizin en işlek caddesi olan İpekyolu’nun bitişiğine kurulmuş olan Bajirge Mezarlığı da şehrin içinde sıkışıp kalmıştır. Bu büyük mezarlığın çevre düzenlenmesinin, yeşillendirme çalışmasının olmaması ve her şeyden önemlisi bir çevre duvarının bile olmaması kabul edilebilir bir durum değildir.

Yetkili kurumlar sorumluluğunu yerine getiremiyorsa eğer, şehrimizdeki STK temsilcileri ve şehir ahalisi el ele verip bir bağış kampanyası başlatabilir ve mezarlığımıza sahip çıkabiliriz.

Bu türden girişimler şehrimize sahip çıkmak adına kolektif bir şuurun oluşması ve gelişmesi açısından da önem taşımaktadır.

Ölülerimizin aziz hatıralarına sahip çıkmak ve yaşatmak adına başta mezarlıklarımız olmak üzere güzel şehrimizin her bir köşesine el birliğiyle sahip çıkmamız gerekmektedir.

Bunu hem bizden öncekilere borcumuzu ödemek hem de bizden sonrakilere karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek adına yapmalıyız."