"Dünyanın varoluşundan bu yana birçok çağ yaşanmış ve bu çağlar birçok medeniyeti de beraberinde getirmiştir. Başlangıcından bu yana çok hızlı illerlemeler yaşanmış olan ve bizim kuşağında içinde bulunduğu bu teknoloji çağı kuşaklar arası sosyal, kültürel , ekonomik  alanlarda büyük değişimler,farklılıklar göstermektedir. Daha düne kadar gaz lambası ile aydınlanan evler, karasabanlı tarımlar bir anda yerini ileri bir teknolojiye bıraktı.

İnsan aklının zirve yaptığı bu dönemde yaşamış oldukları topraklardaki ekonomik fırsatları iyi okuyan toplumlar bir anda süper güç haline geldiler. 

Tarihte medeniyetlere öncülük etmiş,içinde büyük alimler, bilginler barındıran Ortadoğu coğrafyası da bu gelişmelere kayıtsız kalarak bugünkü geri kalmışlığın ,açlığın sefilliklerin zeminini hazırlamışlardır.

Adalet ve eşitlik  kokan bu topraklar bir anda kan gölüne döndü. Başımızdaki örtüyle,giydiğimiz şalvar ile,etnik kökenler ile uğraşırken elin oğlu dünyanın en gelişmiş silahlarını, uzay araçlarını, bilimsel ilerlemeleri hayata geçirip bizlere üstünlük sağladılar.

Bugün yaşananlara sadece boğzetmekten, faydası olmayan yorumlar yapmaktan öteye gidemediğimizi görmekteyim.

Bir ülkenin gelişmişlik göstergelerini ülkelerde üretilen mal ve hizmetlerin değeri, ihracata konu olan ürünlerin ekonomik değeri.

Enerji kullanım oranı, teknoloji kullanımı şehirleşme oranı, okuryazarlık oranı, bebek ölüm oranı, sağlık hizmetlerinin yeterliliği, ülkenin nüfusu belirler.

Ortadoğu coğrafyasında eksiklikleri ile beraber bir ışık, bir ümit Türkiye dışında bir yer görememekteyim.
Türkiye'nin bölgesel farklılıkları, konumu, askeri gücü ,birikimli geçmişi bu ümitvar oluşumuzu desteklemekte.

İklimi, konumu ve tarihsel birikimi ile bir kaç ülkeye bedel Türkiye'nin bölgede söz sahibi olması,masaya yumruğunu vurması ülke insanın bireysel sorumluluğundan toplumsal başarıyı yakalaması ile gerçekleşebileceği kanısındayım. 

Türkiye'nin son yıllarda savunma sanayisinde gösterdiği başarılar Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği çözüm odaklı desteğin sonucunda Dağlık Karabağ Savaşı'nın Azerbaycan lehine sonuçlanmasında ülkelerin uzay yolculuğunda geri kalmayarak bu alana yatırım yapması, yeraltı ve yer üstü kaynakların çıkartılması, işletilmesi geçerli akçeye çevrilmesi yabana atılmayacak başarılardır.

Ülkedeki ekonomik kriz derinliği eninde sonunda aşılması gereken en önemli unsurlardan bir tanesi olabilir yalnız silahlanmanın ve güçlünün zayıfı ezdiği bir çağda savunma sanayisinin de bir okadar güçlü temeller üzerine oturtulması lazım.

Ülkede yaşanan haksızlıklar ve hukuksuzluklar ülkenin bir politikasi değil ülke insanının yasal boşlukları kendi zihniyet ve maddi menfaatlerine göre yorumlanmasından öte başka bir şey değildir.

Bunun temel çözümü herkes için eşit, kanun koyanları, ve kanunları uygulayanları bile yargılayacak kanunlar çıkartmak.

Amerika Birleşik Devletlerinde Donald Trump kendi imzası ile getirmiş olduğu yargıç tarafından gözaltına alınıyorsa bu bir ülkede kanunların kişilere özel değil genel ve kapsayıcı olduğunu göstermektedir.

Bir diğer önemli ve en önemli temel sorunumuz siyasetin elini ülke borukrasisi üzerinde çekmesi ile gerçekleşmiş olacaktır. Ülkede borukrasinin özgürce karar veremediği, birkaç siyasetçinin tekelinde olan bir yerel yönetimin sağlıklı kararlar almasını hiç kimse beklemesin.

Eğitim ,ekonomi,  sağlık ve kanunlar karşısında fırsat eşitliğinin var olması ülkenin bir anda trendinin yükselmesi ve güçlü ülkeler arasında yerini almasını sağlayacaktır.

Aynı anda dört mevsimin yaşadığı ender ülkelerden bir tanesi Türkiye ürün çeşitliliği açısından sayılı ülkelerden bir tanesidir.
Bu ülkede evinden dışarı çıkıp ufak bir dokunuş ile insanların hayatlarını ikame edebilecek potansiyelde bir ülkede yaşadıklarını unutmamaları lazım"