Görünmez dediğime bakmayın aslında görünüyor, hem de görmek isteyen herkes tarafından uzun geniş ovası etrafını bir tava estetiğinde saran dağları yazı ayrı kışı ayrı görünümü her türlü spor müsabakalarına uygun iklimi ile kendine özgü bir şehir. 

Evet Yüksekova coğrafik olarak böyle bir şehir sosyolojik ekonomik ve siyasi olarak ta her zaman büyük metropoller ile kıyaslanabilecek düzeyde her alanda etki yapabilecek kadar da stratejik özellikler ile de donanmış bir şehir.  Fakat bi sorun var. Hem de hayati bir sorun. Bu şehir vatandaşın çaresiz ve sessiz çığlıkları duyulmaz vatandaşlıktan doğan tabii hak arayışı kimsenin aklına gelmez. Gayri safi milli hasıla nedir dersen  sorumlu düzeydeki sınıf dahil  bir tek cevap verebilecek babayiğit bulunmaz. Dahası bir sosyal hukuk  devletinde yaşıyorsanız devlete karşı olan sorumlulular ve devletin vatandaşına karşı olan görev ve sorumluluklara hiç girmeye gerek yok içinden çıkamayız.

Hal böyle iken sayabilecek yığınla sorun var. Dört beş yılda bir yenilenen seçimler yaklaşınca da ortam bir anda ısınmaya başlar. Isınır ısınmasına da bende bu memlekette yaşayan yaşamayı seven ve yaşamak zorunda kalan bir birey olarak hem yerel yönetim  adaylarını hem parlemento (her ne kadar uzun bîr süredir pasif bir durumda olsa da) ya girmek için öne atılan şahsiyetlerin söylemlerine aynı zamanda STK seçimleri ve seçimlerden sonraki icraatlerini  ee tabi göz ardı etmemek gereken atanmış ve seçilmişin kokteyli olarak bir süredir hayatımıza giren kayyumu ve diğer kurumları pür dikkat izliyor dinliyorum. Ne gördüm ne anladım derseniz bu yazıya başlık olarak yazdığım (Görünmez şehir Gever ) izlenimi edindim sadece.  Olur mu canım öyle şey diyebilirsiniz fakat bu şehir ya gerçekten sorumluluk almaya aday kurumlar ve şahısların gözünde görünmez oluyor,  ya da göreve aday olan ya da olmak isteyenlere bu şehri görme görmezden gel şartı dayatılıyor.

Adi çarpık kentleşmeyi geçtik. Hadi artık neredeyse Afrika'nın Serengeti'sinde bir kabileye bile ulaşmış doğalgazı geçtik.  Hadi çamur deryasına dönen yolları artık unuttuk vs vs vs. Hadi bunlar hepsi tamam da ben 1999 Gölcük depremini istanbul da yaşamış Van depremini birebir hissetmiş ve en son Maraş merkezli büyük depremlerden oldukça etkilenmiş bir duyarlı vatandaş olarak ilk defa ayrı ayrı alanlarda deprem ve doğal doğal afet uzmanlarının tek ses olup askeri bir nizam ile aynı anda aynı cümleleri sarf ediyor, hem fikir oluyorlar. Hakkari'ye dikkat diyor; biri bir diğeri ilkbahara kalmaz Hakkari 7 ve üzeri bir deprem görür diye neredeyse saat veriyor. Bir diğer uzman alternatif yolların açılmasından bahsediyor,  yani felaket geldi. Artık biz oralara bi şekilde ulaştıracak yollar yapılsın. Çünkü mevcut yol kullanım dışı kalacak diyor ve bu konu da atanmışlar seçilmişler seçilecek olanlar, ölüm sessizliğinde cıt yok, evet yok, çünkü donanım yok! Evet yok, çünkü nitelik yok! Evet yok, çünkü toplumsal duyarlılık yok. Önümüzde bi seksen küsur gün sonra yine bi yerel  yönetimler seçimi olacak STK'lar desen hepsi geçen yıl yenilendiler ve ben bir sade vatandaş olarak bundan sonra yapacağınız her açıklama da bu korkunç gerçeği dile getirmeyen önümüzde kısa orta ve uzun vade şehir yapılanması ile ilgili  plan proje sahibi olmayan hiç bir kurumun hiçbir şahsın hiçbir STK'nın güvenirliğine samimiyetine ve becerisine inanmam ve eminim benim gibi binlerce inanmayacak sessiz çığlık vardır…!!!